Atinalı Soylu Timon
( Dr. Cahit KARAKUŞ )




William Shakespeare’in eserindeki Timon, Atina'da cömertliğiyle ün salmış birisidir. Atina'yı kılıcıyla kurtarmış, erdemleriyle de süslemiştir. Kesesi, devletin kesesidir. Senato, kılıcına güvendiği kadar, parasal desteğine de güvenir. Karşılaşılan her güçlüğe yetişen ve çözen erdemli bir kişidir. Sofrası da, kesesi gibi, herkese açıktır. Bir sarayı andıran konağında yiyip içen Atinalılar ona babaya gösterilen saygıyı göstermekte ve sevmektedir. Timon, seçtiği bu yolda çok mutludur. Savurganlık mertebesinde herkese para dağıtmaktadır; herkes daha fazla söğüşlemek için ona yaranmaya çalışmaktadır. Partiye davet ettiği arkadaşı Ventidius'un borcunu ödeyemediği için hapse atıldığını öğrenince, hemen borcunu öder ve davetinde yerini almasını sağlar. Davette Timon dostluğun değeri üzerine bir konuşma yaptıktan sonra herkes dans etmeye başlar. Parti sona erdiğinde ertesi gün av için kullanılacak atları ve eşyaları dostlarına dağıtır. Timon parazit yazarlara ve sanatkarlara parasal himayeyi bir cömertlik sağanağı gibi yağdırmış, sıkıntıya düşen güvenilmez sahte dostlarının sorunlarını parasal destekle çözmüştür.

Böylesine bir cömertliğe ve savurganlığa dayanamayan kese elbette tükenecektir. Alacaklılar, önce yavaştan, sonra hızlıca kapısında birikmeye başlar. Timon, kuşkusuzdur. Yakınlarına, dostlarına, senatoya güvenmektedir. Atina baba olarak bildiği soylu, erdemli Timon'u ortada bırakacak değil ya... Yardıma koşmak sırası Atinalılara gelmiştir. Fakat alacaklı olanlar Timon'un kendilerine hemen ödeme yapmasını isterler. Timon uşaklarını para istemek için en yakın saydığı arkadaşlarına gönderir. Timon'un arkadaşları hep sahte dost olduklarından uşaklar elleri boş geri döner. Uşakların her kapıdan kovulduğunu, Atina'nın kendisine sırt çevirdiğini duyan Timon önce çok şaşırtır, kulaklarına inanmak istemez. Sonra, yüreğinde bir acı, her gün biraz daha artan bir acı duymaya başlar. Yakınları, dostları, senato üyeleri kendisine rastlamamak için yollarını değiştirdiğini, saklandıklarını fark eder. Kirpikleri ağlamak isteğiyle titremektedir, fakat ağlayamaz, içindeki sıcak duygularla birlikte göz yaşları da kurur. Artık, benliğini saran tek bir duygu kalmıştır: Tiksinti.

Atina'dan tiksinen Timon, yeniden para bulduğunu, eski gücüne kavuştuğunu yayarak Atina'ya son bir şölen vermek ister. Kendisine yardımı ret edip dostluğuna ihanet edenleri partiye çağırmıştır. Gizlendikleri deliklerinden birer ikişer çıkan dostları, soylu Timon'un şölenine katılırlar. Yazarlar övgüler dizmekte, şairler şiirler düzmektedir. Onu övmek, onun erdemlerini belirtebilmek için birbirleriyle yarış ederler. Kapalı kaplarda yemekler davete katılanların önüne gelir. Sofra, eski günlerin mutluluğu içindedir. Herkes yerine oturunca Timon soğukkanlılıkla ayağa kalkar: “Kapların kapaklarını kaldırın da, yalayın köpekler!” diye bağırır. Atinalılar şaşkınlıkla yemek kaplarının kapaklarını kaldırırlar. Yemek kapları boştur.

Dostlarına karşı duyduğu tiksinti öylesine büyüktür ki, Timon, Atina'yı bırakıp tek başına ormanda yaşamak üzere yola koyulur. Dönüp son bir kez baktığı Atina'nın duvarları onu tiksintiyle titretmektedir. Timon etrafı duvarlarla çevrili Atina’ya küfür ederek kırlara gider. Şu haykırış, bencil, ama insanca bir haykırıştır:

- Ey o kurtları geri çeviren duvar, yere bat da Atina'yı koruma.
- Analar, iffetinizi bir yana bırakın.
- Çocuklar, itaat nedir unutun.
- Köleler, alnı kırışık senato üyelerini yerlerinden zorla çekip   atın da onların yerine sizler geçin.
- On altısındaki oğul, topallayan babanın elindeki değneği kap da   onun beynini dağıt.
- Büyüklere saygı, inanç, barış, adalet, iyi komşuluklar,
  bilgi, görgü, sanatlar, meslekler; mertebeler birbirinizi yok   eden zıtlar haline gelin de kargaşalık bitmesin.
- Tanrılar, Atina'nın üstüne çökün.
- Zevk düşkünlüğü gençlerin iliklerine kadar işlesin de çamur   yığını içinde boğulsunlar.
- Kaşıntılar, donmalar Atinalıların göğüslerinde kök salın ki   biçtikleri hasat baştan başa cüzam olsun!

Timon bir mağarayı kendine barınak yaparak ve kökler yiyerek basit bir hayat yaşamaya koyulur. Timon'un insanca bencilliği baş kaldırmıştır: Merhaba diyenlere, "ne olurdu biraz temiz olsaydın da üstüne tükürseydim" diye karşılık verir. "Al şu ekmeği, yemeğine katık yap" diyen olursa, "önce sen defol da ağzımın tadı gelsin" der. Hele biri, "seni seviyorum" demeyegörsün, karşılığını verir hemen: "Niçin sevesin, sana para vermedim ki?” Erdem konusunda verdiği karşılık, birçok soruyu yanıtlar:

Aslan olsan tilki sana oyun oynardı.
Kuzu olsan kurt seni yerdi.
Tilki olsan da eşeğin suçlamasına uğrasan aslan senden kuşkulanırdı.
Eşek olsan sersemliğin yüzünden dert çeker, ayıya kahvaltı olurdun.
Ayı olsan at seni öldürürdü.
At olsan parsın pençesine düşerdin.
Hangi hayvan olmalıydın ki başka bir hayvana boyun eğmeyesin.
Ne türlü bir hayvansın ki hayvan olmakla neler kaybettiğini görmüyorsun!

Timon başlangıçta cömertliği, iyilikseverliği seçmiştir. Kendini koruma içgüdüsünü ve varlığını cömertliğiyle, iyilikseverliğiyle duyururdu. Seçtiği yol olumlu bir yoldu. Varlığını cimriliğiyle, kötülük severliğiyle de duyurabilirdi; kendini koruma içgüdüsü bu yollarla da karşılanabilirdi. Karayı değil de akı, olumsuzluğu değil de olumluluğu seçmiş olması Timon'u daha yolun başındayken sevimli kılmaktadır. Bu yol, onu kendine karşı da övündürmektedir. "Yardımıma güvenen birini silkip atacak bir yaradılışta değilim" demektedir. Düşkünlerin kalkınmasına yardım etmekle yetinmeyip sonra da onlara destek olmak onu mutlu etmektedir. "Ben karşılık beklemeksizin veririm" der. Karşılık beklemeksizin vermek onu mutlu etmektedir. Timon, bu duygularıyla kendini doyurur. Böyle olabildiğinden ötürü mutludur. Bu mutluluk onu büsbütün böyle olmaya zorlamaktadır. İsteğiyle mutluluğu birbirini etkileyerek gittikçe daha çok gelişecektir. Bu gelişmenin sonucuysa doğal bir sonuçtur: Timon tükenecektir. Sofrasına sürekli gelen ve para dağıttığı dostları, parayı aldıkları an minnettarlık duydular mı? Para dağıttığı yedirip içirdiği dostları arkasından onun hakkında ne düşünüyorlardı? Tükendiğini fark ettiklerinde nasıl bir davranış geliştirmişlerdi?

Timon, insanca olan karşılık almadan, insanüstüce olan karşılıksız verme yolunu seçmiştir. Tükenen Timon, çevresinin birdenbire boşalmaya başladığını görünce şaşırır. Nedenlerini kavrayamaz. Çevresinde dostları varken Timon sıkılacağını ne söylerdi, ne de aklına getirirdi. Dosttan yana hiç yoksul olmayacağına inanan Timon, bu görünüşünde, budalalığıyla insandır.

Sonunda tamamen tükenen Timon’da, insanca tepki belirir; olanlar bir inanç kırıklığından çok, bir benlik kırıklığının sonucudur. Timon'un benliğini doyuran araçlar yok olmuştur. Kendini koruma içgüdüsü olumsuz bir yolda ilerleyince akı bırakarak karaya dönmüştür. İnsanlardan tiksinmektedir. İnsanca olan her şeyi üzerinden çıkarıp atmıştır; çıplaktır, ağaç yapraklarıyla örtünmektedir. Artık yapabildiği, cömertlik yerine sövmek, iyilik yerine kötülük dilemektir. Ak yanı ne kadar güçlü ise kara yanın da o kadar güçlü olduğunu fark etmiştir. Çünkü, benliğini doyuran, kendini koruma içgüdüsüne tiksintiyle sövmektedir. Yapabileceği sadece budur, yapabileceği başka hiçbir şey kalmamıştır: “Ey insanlara iyilik gönderen ulu Tanrılar... İçimize şükran duygusu serpin, kendi armağanlarınız kendi adlarınızı yükseltsin. Ama verecekleriniz büsbütün tükenmesin, yoksa Tanrılığınız hor görülür. Her insana yetecek kadar verin ki birinin ötekine vermesine meydan kalmasın. Çünkü siz, ey Tanrılar, insanlardan ödünç almaya kalksaydınız, bilin ki insanlar sizlere de sırt çevirirlerdi".

Timon vahşi kırsal alanda hayatını kaybeder. Bir asker onun mezarını bulur ve Alkibiades'e haberi götürür. Atina üzerine ordusuyla yürüyen Alkibiades Atina duvarları önünde bu haberi alır; eldivenlerini yere atarak Timon'un kendi yazdığı ve kısmen Callimachus tarafından yazılmış şu son mersiyeyi okur:

Burada zavallı ruhundan mahrum, zavallı bir ceset düşmüş yatıyor
Adımı acıyıp sormayın sakın, geberesi hain alçaklar hani
Burada yatan benim; sağken herkesten, bütün insanlardan iğrenen Timon!
Geç, bildiğin kadar bana söv ve say, ama sakın durma, geç buradan git.








SAYFA BAŞI      BİLİNÇ      HAKKIMIZDA      İLETİŞİM      ANA SAYFA